İçeriğe geç

Ermenek bir şehir mi ?

Ermenek Bir Şehir Mi? Kayseri’den Ermenek’e Yolculuk

Giriş: Bir Yola Çıkmak

Kayseri’de sabah güneşinin içimi ısıttığı, havanın serin ama içimi rahatlatan o huzurlu sabahlarında, bir anda Ermenek’i düşündüm. 25 yaşındaydım ve aklımda bir soru vardı: Ermenek bir şehir mi?

Bu soruyu düşünürken gözümün önüne her zaman orada geçirdiğim bir gün geliyordu. Ermenek’i bir köy olarak mı görmeliyim? Yoksa, bir şehir gibi düşünmeli miyim? Bilmediğim, tam olarak tarif edemediğim ama bir şekilde bana ait olan bir yerdi. Kayseri’den birkaç saatlik bir yolculukla varılan, o uzak ama bir o kadar yakın olan bu yerin, aslında bende nasıl izler bırakacağına dair hiçbir fikrim yoktu.

İçimde hem bir merak vardı, hem de bir belirsizlik. Gerçekten Ermenek, şehir mi? Ya da ben mi ona şehir demek için bir anlam yüklemiştim?

Ermenek’e Varış: Şehir Mi, Köy Mü?

Yola çıktım, Kayseri’nin kalabalığından, gürültüsünden ve koşuşturmasından uzaklaşıp Ermenek’e doğru ilerlerken, zihnimde bir sürü düşünce birbirini kovalıyordu. Kayseri’nin betonarmesi, gürültüsü, alışılmış kalabalığı bana bazen boğucu geliyordu. Ama Ermenek’te ne bekliyordum? Bir köy, bir kasaba, yoksa gerçekten bir şehir miydi?

Ermenek’e vardığımda, ilk başta bana büyülü bir yeri andırıyordu. Bir yanda yemyeşil dağlar, diğer tarafta ufacık bir yerleşim alanı. Arabamı park ettim ve yürümeye başladım. Evet, bu kesinlikle bir yerleşim yeri ama şehre benzerliği yoktu. Her şey yavaş, sakin ve huzurluydu. İnsanlar daha bir içten, daha samimi. Evet, burası bir kasaba gibiydi, hatta köy gibi bile sayılabilir, ama bir şehir değil.

Bir an hayal kırıklığına uğramıştım, çünkü kafamda şehir dediğimde, büyüklük, kalabalık, hızlı yaşam tarzı gibi şeyler canlanıyordu. Ama Ermenek’te bu yoktu. Burada insanlar acele etmiyor, her şey zamanla, doğayla uyum içinde ilerliyordu. Burada, bir şehirdeki gibi alışveriş merkezleri, kalabalık sokaklar yoktu. Ama buradaki huzuru, Kayseri’de asla bulamayacağımı fark ettim.

Bir Kasaba Hissi

Bir kahve içmek için ufak bir kafeye oturdum. Yanımda birkaç yaşlı adam, bir tezgahın başında çay içiyordu. Onlar birbirlerine yavaşça selam verirken, bir anda benim de içim ısındı. Ermenek’te insanlar daha sakin, daha köklü bir şekilde yaşıyor gibiydi. Kayseri’de alışık olduğum hızlı yaşam burada yoktu. Burada, hayatın kendi doğal ritmi vardı. Bir kasaba ama tam anlamıyla bir şehir de değil.

Ermenek’in sokakları bana çok tanıdık gelmişti. Her köşe başı, her ev sanki bir hikaye anlatıyordu. Bu kasaba bana çocukluğumu hatırlatıyordu. Kayseri’nin gürültüsünde, şehrin kalabalığında kaybolmuşken, buradaki sakinlik bana adeta bir sığınak gibi hissettiriyordu. İnsanlar daha yavaş yaşıyor, neyin değerli olduğunu çok daha iyi biliyorlardı. Bu, bir şehirde bulamayacağım bir huzurdu.

Umut ve Yeniden Keşif

Bir süre sonra, Ermenek’in daha da derinlerine inmeye karar verdim. Yavaşça yürürken, kasabanın etrafındaki dağları ve vadileri keşfetmeye başladım. Her şey o kadar doğal ve sadeydi ki, bende bir içsel huzur dalgası oluştu. Burada her şey yerli yerindeydi. Şehirdeki karmaşa, orada bulunmayan bir kavramdı. Belki de Ermenek tam anlamıyla bir şehir değildi ama tam olarak bir kasaba da değildi.

Benim için Ermenek, kelimenin tam anlamıyla keşfedilmesi gereken bir yerdi. Her adımda, her köşe başında bir şeyler daha öğreniyordum. Burada zaman, her şeyden daha değerliydi ve insanlar birbirlerini daha derinden tanıyorlardı. Bu, aslında şehirlerin kaybettiği bir şeydi: insan ilişkileri. Şehirde, kalabalıklar arasında birbirini tanımayan insanlar yaşıyor. Ama burada, Ermenek’te, her şey daha kişiseldi, daha içtendi.

Sonuç: Şehir Değil, Ama Kendine Ait Bir Yeri Var

Ermenek’i düşündükçe içim daha huzurlu bir hal alıyor. Belki de Ermenek, gerçekten de bir şehir değil. Ama aynı zamanda ona şehir demek de çok yanlış olur. Ermenek, bir kasaba; ama sadece kasaba olmanın ötesinde bir yer. Bu yer, modern yaşamın hızından kaçmak isteyenler için bir cennet gibi. Burada her şey, insanın içindeki en doğal duyguları uyandırıyor.

Evet, belki Ermenek bir şehir değil, ama bence tam da olması gereken şey bu. Çünkü o, şehirlerin unuttuğu huzuru ve sadeliği barındırıyor. Bazen bu sadelik, bir yerin gerçek anlamda şehre dönüşmesinden çok daha değerli olabilir. Ermenek, belki de kendini kasaba gibi hissettiren bir şehir. Ve ben, burada geçirdiğim birkaç saatlik zamanda, aslında bir şehri değil, gerçek anlamda hayatı keşfettim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort megapari-tr.com bonus veren siteler
Sitemap
vdcasino giriş